He was reading a textbook on American history.
- O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.
This textbook is designed for beginners.
- Bu ders kitabı yeni başlayanlar için dizayn edilmiştir.
Taro ordered some English conversation textbooks from London.
- Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.
Some parents complained about the nude pictures in their children's textbooks.
- Bazı anne-babalar, çocuklarının ders kitaplarındaki çıplak resimler hakkında şikâyette bulundu.