To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
- Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.
- Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.
Tom used to live deep in the jungle.
- Tom ormanın derinliklerinde yaşardı.
The treasure was buried in the deepest of the sea.
- Hazine, denizin derinliklerine gömüldü.
The Mississippi River is deep and wide.
- Mississippi Nehri derin ve geniştir.
The pond is 3 meters deep.
- Gölet üç metre derinliğindedir.
This book profoundly impressed me.
- Bu kitap beni derinden etkiledi.
Your questions are getting progressively more profound.
- Sorularınız giderek daha derinleşiyor.
I think there must be much gold in the depths of the Earth.
- Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.
- Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.
Layla had deep religious convictions.
- Leyla'nın derin dinsel inançları vardı.
I think there must be much gold in the depths of the Earth.
- Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
The submarine hid in the depths of the ocean.
- Denizaltı, okyanusun derinliklerinde saklandı.