Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
- No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.
Savaş onları mutluluktan yoksun bıraktı.
- The war deprived them of their happiness.
Yüksek bina onların evini güneş ışığından yoksun bıraktı.
- The high building deprived their house of sunlight.
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
- Poverty deprived the boy of education.
Bir trafik kazası onu sol elini kullanmaktan mahrum etti.
- A traffic accident deprived him of the use of his left hand.
Onlar beni özgürlüğümden mahrum ettiler.
- They deprived me of my liberty.