I don't have enough space to store these boxes.
- Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
I don't have enough space to store these boxes.
- Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
They said storage costs were too high.
- Depolama maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söylediler.
The apartment has both a storage room and a balcony.
- Dairenin hem bir depolama odası hem de bir balkonu var.
Tom needed to store his stuff somewhere, so I told him he could put it in our garage.
- Tom'un eşyasını bir yere depolaması gerekiyordu, bu yüzden ona bizim garaja koyabileceğini söyledim.
A camel can store a large amount of fat in the hump on its back.
- Develer hörgüçlerinde çok miktarda yağ depolayabilir.
Cactuses are very good at storing water.
- Kaktüsler su depolamada çok iyidir.
Cactuses are very good at storing water.
- Kaktüsler su depolamada çok iyidir.