İnsanlar zengin ya da fakir olmalarına bağlı olarak işlere farklı olarak bakarlar.
- People look at things differently depending on whether they are rich or poor.
Duruma bağlı olarak; bazen öyledir, bazen değildir.
- Depending on the case; sometimes it is so, sometimes not.
Başkalarına bağlı olmak sık sık gereklidir.
- It is often necessary to depend upon others.
Benden ne yapmamı istediğinize bağlı olarak, yardımcı olmak için istekli olabilirim.
- I might be willing to help, depending on what you want me to do.
İnsanlar zengin ya da fakir olmalarına bağlı olarak işlere farklı olarak bakarlar.
- People look at things differently depending on whether they are rich or poor.
Sana güvenmek için geldim.
- I've come to depend on you.
Tom ailesine bağımlı olmak istemiyor.
- Tom doesn't want to be dependent on his parents.
Anne-babasına bağımlı olmak istemiyor.
- She does not want to be dependent on her parents.
O ona bağlı olduğu için, insanlığın geleceği belirsiz kalır.
- The future of humanity remains undetermined, as it depends on it.
O tamamen onlara bağlı olacak.
- That'll depend entirely on them.
... The rock goes forward at speeds, depending ...
... I mean, depending on what content you're really ...