Çocuk tamamen ebeveynlerine bağımlıydı.
- The boy is totally dependent on his parents.
O, mali açıdan karısına bağımlıdır
- He's financially dependent on his wife.
Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır.
- The economy of the island is dependent on the fishing industry.
Biz birbirimize bağlıyız.
- We are dependent on each other.
Tom ve Mary birbirlerine muhtaç hale geldiler.
- Tom and Mary became dependent on each other.
O, ebeveynlerine muhtaç değil.
- He is not dependent on his parents.