Kalkışımızı yağmur nedeniyle erteledik.
- We put off our departure because of the rain.
Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
- The heavy rain made them put off their departure.
Gidişini hiçbir şey durdurmaz.
- Nothing will stop his going.
Tom'un Boston'a gidişi ertelendi.
- Tom put off going to Boston.
Ayrılış tarihinizi öğrenebilir miyim?
- May I know the date of you departure?
Tom ayrılışını üç gün erteledi.
- Tom postponed his departure for three days.
Kapı ayrılmadan 20 dakika önce kapatılır.
- Gate closes 20 minutes before departure.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
- Tom decided to postpone his departure.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided he would put off his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
- The number of students going abroad to study is increasing each year.
Moncloa'ya giden trene binin.
- Take the train that's going to Moncloa.
Böyle gidişatı onaylamıyorum.
- I don't approve of such goings-on.
Ye put now uppon me that I sholde be causer of hys departicion – God knowith his was ayenste my wyll .
... But now we are going to look at every departure, every ...