departure

listen to the pronunciation of departure
Английский Язык - Турецкий язык
kalkış

Hava kötüleştiği için, kalkış ertelendi. - The weather getting worse, the departure was put off.

O, kalkış için hazırlandı. - He got ready for departure.

{i} ayrılış

Bu bilet için ayrılış tarihini değiştirebilir misiniz? - Could you change the departure date for this ticket?

Ayrılış tarihinizi öğrenebilir miyim? - May I know the date of you departure?

(Havacılık) harekat
kıpırdatma
(Havacılık) havalanma
kımıldatma
vücudu oynatma
vücudu kımıldatma
değişiklik
(Ticaret) hareket etme
gidiş

Gidişini ertelemeye karar verdi. - He decided to postpone his departure.

Gidişini ertelemeye karar verdi. - He decided he would put off his departure.

hareket

Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın. - In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.

{i} gidiş, ayrılış, terk
kalkış yenilik
{i} vazgeçme
{i} ölüm
bir geminin yola çıkmadan evvelki boylam ve enlem derecesi
{i} yenilik
den bir geminin doğuya veya batıya doğru kestiği mesafe
{i} başlangıç
{i} sapma
{i} ayrılma

Kapı ayrılmadan 20 dakika önce kapatılır. - Gate closes 20 minutes before departure.

{i} yola çıkma
gidiş ayrılış
{i} geri çekilme
departure time
(Havacılık) kalkış saati
departure point
(Askeri) çıkış noktası
departure time
(Havacılık) kalkış zamanı
departure gate
çıkış kapısı
departure lounge
biniş bekleme salonu
departure station
çıkış istasyonu
departure station
hareket istasyonu
departure time
ayrılış anı
departure date
hareket tarihi
departure fee
yurtdışına çıkış harcı
departure lounge
(Hava alanı) çıkış salonu
departure airfield
(Askeri,Havacılık) kalkış meydanı
departure airfield
(Askeri) (NATO) KALKIŞ MEYDANI: 1. Uçakların kalktığı hava alanı. 2. Yolcu veya yükün uçuş için uçağa yüklendiği havaalanı
departure airfield control group
(Askeri) havaalanı kalkış kontrol grubu
departure clearance
(Havacılık) kalkış kleransi
departure control
(Havacılık) kalkış kontrolü
departure delay insurance
(Havacılık) kalkış gecikme sigortası
departure end
(Askeri) PİST BAŞI: İlk kalkışın yapıldığı yöne en yakın pist ucu
departure fee
yurtdışı çıkış harcı
departure from
(Fiili Deyim ) -den ayrılmak , kalkmak
departure from nucleate boiling
(Nükleer Bilimler) çekirdek kaynamasından uzaklaşma, çekirdekli kaynamadan sapma,kaynama krizi
departure lounge
çıkış salonu
departure point
(Askeri) ÇIKIŞ NOKTASI: 1. Uçaklar tarafından rotayı tespit için kullanılan bir seyrüsefer kontrol noktası.2. Amfibi harekatta helikopter dalgalarının seçilmiş helikopter şeridindeki ilk başlangıç noktasına sevkedildiği helikopter yaklaşma şeridinin deniz ucu hava kontrol noktası
departure runway
(Havacılık) kalkış pisti
departure sequence
(Havacılık) kalkış sırası
departure slot
(Havacılık) kalkış slotu
departure stream
(Havacılık) kalkış sırası
departure time
hareket saati
departure lounge
(Havacılık) bekleme salonu
airport of departure
kalkış havaalanı
angle of departure
ayrılış açısı
port of departure
kalkış limanı
port of departure
hareket limanı
scheduled departure
sögeninde hareket
time of departure
hareket zamanı
estimated time of departure
kalkış tahmini zaman
flight departure
uçuş kalkış
frequency departure
frekans sapması, kayması
angle of departure
(Askeri) ÇIKIŞ AÇISI: Tekerlekli bir aracın arka lastiklerine teğet ve aracın yere en yakın noktasından geçen düzlemin yatay düzlem ile teşkil ettiği açı. Ayrıca bakınız: "angle of approach"
arrival/departure airfield control group
(Askeri) geliş-gidiş hava sahası kontrol grubu
arrival/departure control group
(Askeri) geliş-gidiş kontrol grubu
departures
gidiş
estimated time of departure
(Askeri) tahmini hareket zamanı
estimated time of departure
(Askeri) TAHMİNİ HAREKET ZAMANI, TAHMİNİ KALKIŞ ZAMANI, ETD (DZ.)
hasty departure
apar topar ayrılma
hasty departure
zengin kalkışı
helicopter departure point
(Askeri) HELİKOPTER İDARE MERKEZİ: Yerine göre taktik hava kontrol merkezinin, taktik hava idare merkezinin veya direkt hava destek merkezinin geniş ölçüde kontrolü altında bir hava harekat tesisi. Bak. "departure point"
horizontal departure
yatay ayrılma
intersection departure
(Havacılık) kavşak kalkışı
landing craft air cushion departure point
(Askeri) hava yastıklı çıkarma aracı çıkış noktası
line of departure
çıkış hattı
line of departure
(Askeri) Çıkış noktası, taaruz çıkış hattı
line of departure
(Askeri) ÇIKIŞ HATTI: Bir silahta, mermi namlu ağzını terkettiği anda mermi yoluna teğet bir hat. Bu hat, yükseliş hattından, düşey olarak, düşey çıkış hattı açısı (vertical jump) miktarı kadar ayrılır
line of departure
(Askeri) taarruz çıkış hattı
monthly departure
(Ticaret) aylık hareket
plane of departure
(Askeri) ÇIKIŞ SATHI: Merminin, namlu ağzını terk ettikten sonra çizdiği yolu içine alan düşey satıh
point of departure
sapma noktası
point of departure
hareket noktası
point of departure
kalkış noktası
point of departure
(Askeri) POTAYA GİRİŞ NOKTASI: Hava seyrüseferinde, bir uçak rotasının başlangıcı olarak kabul edilen yer
quadrant angle of departure
(Askeri) ÇIKIŞ AÇISI: BAK "ANGLE OF DEPARTURE" ve "quadrant elevation
scheduled departure
saatinde hareket
secondary imagery dissemination; standard instrument departure
(Askeri) ikinci görüntünün yayılması; standart alet kalkışı
ship departure message
(Askeri) (TRAFFIC) GEMİ HAREKET MESAJI: Yükleme limanı tarafından boşaltma limanına gönderilen ve belirli bilgileri ihtiva eden mesaj.. Bu mesaj; ön planlamayı kolaylaştırarak, geminin tam sefer süresini kısaltır
Английский Язык - Английский Язык
the act of departing or something that has departed
the distance due east or west made by a ship in its course reckoned in plane sailing as the product of the distance sailed and the sine of the angle made by the course with the meridian
a deviation from a plan or procedure
a death
{n} a going off or away, death
Removal from the present life; death; decease
Deviation or abandonment, as from or of a rule or course of action, a plan, or a purpose
Moving from an anchor of a link to a place that is not an anchor of the same link For example, having traversed to an anchor, scrolling somewhere else would constitute departure Departure is always with respect to the link used to traverse to the anchor In particular, if two links share the same object as an anchor, following traversal to that object via the first link, traversal of the second link would constitute departure with respect to the first link
Division; separation; putting away
A timber sale level that deviates from sustainable sale levels through a planned temporary increase or decrease in the PSQ Must be economically and biologically justified
Separation or removal from a place; the act or process of departing or going away
The desertion by a party to any pleading of the ground taken by him in his last antecedent pleading, and the adoption of another
The distance due east or west which a person or ship passes over in going along an oblique line
euphemistic expressions for death; "thousands mourned his passing"
A judge can sentence a defendant to a term of imprisonment which is greater or lesser than the applicable sentencing range in the U S Sentencing Commission's sentencing guidelines if the judge concludes that a departure is appropriate A departure from the applicable sentencing range is permitted only when the judge finds that there is an aggravating or mitigating circumstance which the Sentencing Commission has not already considered in the guidelines
If someone does something different or unusual, you can refer to their action as a departure. Taylor announced another departure from practice in that England will train at Wembley = deviation
{i} leaving, going away; egress; deviation, change from the standard
Departure or a departure is the act of going away from somewhere. the President's departure for Helsinki They hoped this would lead to the departure of all foreign forces from the country The airline has more than 90 scheduled departures from here every day. arrival
act of departing
a variation that deviates from the standard or norm; "the deviation from the mean"
The departure of a person from a job, or a member from an organization, is their act of leaving it or being forced to leave it. This would inevitably involve his departure from the post of Prime Minister
Français : Départ Deutsch : Abfahrt
1 Exact point at which to commence dead reckoning; 2 The distance due east or due west made by a boat on its course
the last fixing of position obtained from land or coastal references prior to navigation on open water
n keberangkatan (angkat)
parture
discession
going
departure gate
gate where passengers embark
departure lounge
{i} large waiting lounge where passengers can wait before departure
departure lounge
lounge where passengers can await departure
departure lounge
In an airport, the departure lounge is the place where passengers wait before they get onto their plane. the place at an airport where people wait until their plane is ready to leave
departure tax
Departure tax is a tax that airline passengers have to pay in order to use an airport. Many countries charge departure tax in US dollars rather than local currency. = airport tax
departure tax
{i} imposed tax that travelers pay when they leave a country
departure tax
a tax that is levied when you are departing a country by land or sea or air
departure time
the time at which a public conveyance is scheduled to depart from a given point of origin
Departure.
departition

Ye put now uppon me that I sholde be causer of hys departicion – God knowith his was ayenste my wyll .

Departure.
forthfare
departure.
dep
time of departure
The time when an airplane, etc, is scheduled to depart
lane departure warning system
A lane departure warning system (LDW) is a mechanism designed to warn a driver when the vehicle begins to move out of its lane (unless a turn signal is on in that direction) on freeways and arterial roads
abrupt departure
sudden departure, sudden leave
angle of departure
angle at which something is launched
departures
plural of departure
point of departure
starting point, place where a journey begins
departure
Избранное