Bizim dairenin başkanı Tom Jackson adında bir adam.
- The head of our department is a man named Tom Jackson.
Ülkemize ne borçlu olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Vergi dairesi bize bildirir.
- We all know what we owe to our country. The tax department lets us know.
O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- He is the manager of the marketing department.
Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi.
- This study grant was given to me by the departmental council.
Satış departmanının bir üyesiyim.
- I am a member of the sales department.
Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.
- The research director had the department do a thorough job in testing the new product.
Colonia ülkenin güney-batısında yer alan bir Uruguaylı bölgedir.
- Colonia is a Uruguayan department situated in the south-west of the country.
Ofisim Yabancı Diller Bölümünde.
- My office is in the Foreign Languages Department.
Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi? dedi.
- In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?
Gözaltına alınanların altısı İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.
- Six of those detained were released after being interrogated at the İzmir Police Department.