Onun çok verimli olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that she is very efficient.
Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.
- There is no denying the fact that smoking is harmful.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Bunu inkar etmeye çalışma.
- Don't try to deny it.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
Bunu reddetmeyeceğim.
- I'm not going to deny it.
O talebi reddetmeliyim.
- I have to deny that request.
Tom'un girişi reddedildi.
- Tom was denied entry.
Senin rican reddedildi.
- Your request is denied.
O bir iklim değişikliği inkarcısıdır.
- He's a climate change denier.
I wanted to go to the party, but I was denied.
I deny that I was at the party.
AIDS denier (see ).
... coverage and an insurance company can't deny you if you've ' if it's been under 90 days. ...