O bir iklim değişikliği inkarcısıdır.
- He's a climate change denier.
Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
- Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families.
Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that English is the most widely spoken language in the world.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Buradaki hiç kimse onu reddetmiyor.
- Nobody here is denying that.
Bunu reddetmeyeceğim.
- I'm not going to deny it.
Bunu inkar etmeye çalışma.
- Don't try to deny it.
Onu inkar etmeyeceğim.
- I'm not going to deny that.
AIDS denier (see ).