I am not experienced in driving.
- Ben araba sürmede deneyimli değilim.
He was experienced in business.
- O, işte deneyimliydi.
Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
- Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
Tom said he was going to try out for his school soccer team.
- Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.
I'd like to try out this new model before I buy it.
- Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.
If you want to make your dreams come true, keep on trying.
- Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin.
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Why don't you give tennis a try?
- Niçin tenisi denemiyorsun?
Linux is a free operating system; you should try it.
- Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.
He is young, but experienced.
- O genç ama deneyimli.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.