He was experienced in business.
- O, işte deneyimliydi.
There is an urgent need for experienced pilots.
- Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
When I was young, I tried to read as many books as I could.
- Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.
He tried solving the problem.
- Problemi çözmeyi denedi.
Tom said he was going to try out for his school soccer team.
- Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.
I'd like to try out this new model before I buy it.
- Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Tom spent a lot of time trying to learn how to play the French horn.
- Tom Fransız kornosunu çalmayı öğrenmeyi denemek için çok zaman harcadı.
Please try me for the job.
- İş için beni deneyin, lütfen.
Why don't you give tennis a try?
- Niçin tenisi denemiyorsun?
He is young, but experienced.
- O genç ama deneyimli.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.