Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Tom always wants to try something new.
- Tom her zaman yeni bir şey denemek ister.
He wanted to test his limits.
- O, sınırlarını denemek istedi.
Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut.
- Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.
Through trial and error, he found the right answer by chance.
- Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
We learn by trial and error.
- Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.
I have a few essays to write by tomorrow.
- Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.
Tom had Mary correct his essay.
- Tom Mary'ye denemesini düzelttirdi.
The experiment failed.
- Deneme başarısız oldu.
This experiment is worth trying.
- Bu deney denemeye değer.
His escape attempt was successful.
- Kaçış denemesi başarılıydı.
This attempt resulted in failure.
- Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
You're still in your probation period.
- Sen hâlâ deneme sürendesin.
Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut.
- Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.
Tom asked me to proofread his essay.
- Tom benden denemesini tashih etmemi istedi.
I'm proofreading my essay.
- Denememi düzeltmek için okuyorum.
If you haven't driven a bike yet, you should give it a shot.
- Henüz bir bisiklet sürmediysen bir denemelisin.
Do you want to give it another shot?
- Bir kere daha denemek ister misin?
I recommend you try studying a bit harder.
- Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
You might want to try studying in the library.
- Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
Tom and Mary's little girl is starting to take her first tentative steps.
- Tom ve Mary'nin küçük kızı ilk deneme adımlarını atmaya başlıyor.