You should try to be more polite.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
It was mad of him to try to swim in the icy water.
- Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
He wanted to test his limits.
- O, sınırlarını denemek istedi.
You can use Tatoeba to test yourself.
- Kendinizi denemek için Tatoeba'yı kullanabilirsiniz.
Trial and error is essential to progress.
- Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
Through trial and error, he found the right answer by chance.
- Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
I have a few essays to write by tomorrow.
- Benim yarına kadar yazacak birkaç denemem var.
Tom had Mary correct his essay.
- Tom Mary'ye denemesini düzelttirdi.
Don't be afraid to experiment.
- Denemekten korkmayın.
This experiment is worth trying.
- Bu deney denemeye değer.
Masterpieces are only successful attempts.
- Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
I succeeded in my first attempt.
- İlk denememde başarılı oldum.
You're still in your probation period.
- Sen hâlâ deneme sürendesin.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
Neil Armstrong was a test pilot when he was chosen to be an astronaut.
- Neil Armstrong astronot olmak için seçildiğinde deneme pilotuydu.
Tom asked me to proofread his essay.
- Tom benden denemesini tashih etmemi istedi.
The proof is in the pudding.
- Bir şeyi denemeden bilemezsin.
Would you like to give it another shot?
- Bir kez daha denemek ister misin?
Tom decided to give it a shot.
- Tom denemeye karar verdi.
I recommend you try studying a bit harder.
- Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
You might want to try studying in the library.
- Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
Tom and Mary's little girl is starting to take her first tentative steps.
- Tom ve Mary'nin küçük kızı ilk deneme adımlarını atmaya başlıyor.