Tom was imprisoned at a psychiatric hospital due to his severe insanity.
- Tom şiddetli delilik nedeniyle bir psikiyatri hastanesinde hapsedildi.
There's a fine line between genius and insanity.
- Dahilik ve delilik arasında ince bir sınır vardır.
Genius and madness are separated only by success.
- Deha ve delilik sadece başarı ile ayrılır.
It would be madness to do it.
- Bunu yapmak delilik olurdu.
Do you think I'm crazy?
- Benim deli olduğumu düşünüyor musunuz?
He is not just interested, he's crazy about it.
- O onunla sadece ilgilenmiyor, ona deli oluyor.
You don't want Tom to think you're insane.
- Tom'un seni deli sanmasını istemiyorsun.
Hamlet acts as if he were insane.
- Hamlet sanki deli gibi davranır.
Tom behaved like a lunatic.
- Tom bir deli gibi davrandı.
Prisons are full of lunatics.
- Cezaevleri delilerle dolu.
He is either drunk or mad.
- O ya sarhoş ya da deli.
Tom is driving me mad.
- Tom beni deli ediyor.
Tom acted like a madman.
- Tom bir deli gibi davrandı.
Tom worked like a madman.
- Tom bir deli gibi çalıştı.
Tom was deliriously happy.
- Tom delicesine mutluydu.
Tom said that Mary was delirious.
- Tom, Mary'nin delirmiş olduğunu söyledi.
She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
- Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
I don't think Tom is nuts.
- Tom'un deli olduğunu sanmıyorum.
I thought Tom and Mary were nuts.
- Tom ve Mary'nin deli olduğunu düşündüm.
Ram and Sita were very fond of Hanuman.
- Ram ve Sita Hanuman'a deli oluyorlardı.
Tom looked pretty distracted.
- Tom oldukça deli görünüyordu.
Tom seems slightly distracted.
- Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
Affedersiniz, nerede bir şarküteri bulabilirim?
- Sorry, where can I find a delicatessen?
O şarküterideki yiyecekten hoşlanmıyorum.
- I don't like the food at that deli.