Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
- To my great delight, he won the first prize.
Elizabeth sevinçliydi.
- Elizabeth was delighted.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.
- My brother takes great delight in his stamp collection.
Bir dağ zirvesinden güneş'in doğuşunu izlemek bir zevk.
- To see the sunrise from a mountaintop is a delight.
Gerçek bir zevkle kitabını okudum.
- I read your new book with real delight.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
- Delight is the opposite of sorrow.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.
İyi habere mutlu oldular.
- They were delighted at the good news.
Benimle gelseydiniz mutlu olurdum.
- I'd be delighted if you'd come with me.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
O hediyemden çok hoşnut oldu.
- She was much delighted at my gift.
Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.
- Tom will be delighted to hear that.
Alandaki bir uzman tarafından takdir edilmek hoş.
- It is delightful to be praised by an expert in the field.
Portakal çiçekleri rahatlatıcı bir etki ve hoş bir kokuya sahiptir.
- Orange blossoms have a relaxing effect and a delightful scent.
Tatlı bir mizah duygusu var.
- She has a delightful sense of humor.
Haber onu memnun etti.
- The news delighted him.
Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm delighted to meet you.