Tom sevinçle haykırdı.
- Tom cried out with delight.
Elizabeth sevinçliydi.
- Elizabeth was delighted.
Çok keyifli bir gün geçirdik.
- We've had a most delightful day.
Ben az önce keyifli bir haber aldım.
- I've just received some delightful news.
Bir dağ zirvesinden güneş'in doğuşunu izlemek bir zevk.
- To see the sunrise from a mountaintop is a delight.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
- Delight is the opposite of sorrow.
O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.
- He took delight in talking with friends.
Ben başarınızdan mutluluk duyuyorum.
- I am delighted at your success.
İyi habere mutlu oldular.
- They were delighted at the good news.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum.
- I've always been delighted with the chinese culture.
Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.
- Tom will be delighted to hear that.
Alandaki bir uzman tarafından takdir edilmek hoş.
- It is delightful to be praised by an expert in the field.
Portakal çiçekleri rahatlatıcı bir etki ve hoş bir kokuya sahiptir.
- Orange blossoms have a relaxing effect and a delightful scent.
Tatlı bir mizah duygusu var.
- She has a delightful sense of humor.
Jane'i partide memnun buldum.
- I found Jane delighted at the play.
Seni gördüğüme memnun oldum.
- I'm delighted to see you.