Narin, zarif çiçekler çiçek açmış.
- The delicate, graceful flowers are in bloom.
Cılız ve narin bir çocuktu.
- He was a weak and delicate child.
Şu anda hassas bir konumdayım.
- I am now in a delicate position.
O çok hassas bir durumdu.
- That was a very delicate situation.
Fadıl, zarif Leyla'yı acımasız bir dünyadan kurtarmak istedi.
- Fadil wanted to save the delicate Layla from a harsh world.
Layla'nın çok zarif özellikleri vardı.
- Layla had very delicate features.
Ödeme sistemleri narin ve dengesizdir - Nakit daha güvenlidir.
- Payment systems are delicate and unstable - Cash is safer.
Don't put that in with your jeans, it's a delicate!.
Set the washing machine to the delicate cycle.
The negotiations were very delicate.