We have to stay here until Tom gets back.
- Tom geri dönene dek burada kalmak zorundayız.
They walked along the road together until they reached the village, but then their paths diverged.
- köye ulaşıncaya dek beraber yuruduler fakat sonra yolları ayrıldı
Wait till I count to ten.
- Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
- O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.