Satın alamadığımız atın her zaman bir kusuru olacaktır.
- The horse that we can't buy will always have a defect.
Bu göz kusuru ameliyatla düzeltilebilir.
- This eye defect can be corrected by surgery.
Su soğutma devresinde bir arıza bulundu.
- A defect was found in the water-cooling circuit.
Arızalar için makineyi kontrol ettiler.
- They checked the machine for defects.
Sistemin belli eksiklikleri var.
- This system has obvious defects.
Neden hatanın nedenini sormadın?
- Why have you not inquired about the cause of the defect?
Şirket, kusurlu ürünleri geri çağırdı.
- The company recalled the defective products.
Bazı hastalıklara kusurlu bir gen tarafından sebep olunmaktadır.
- Some diseases are caused by a defective gene.
Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
- They replaced the defective TV with a new one.
Benim kameranın görüntüsü bozuk.
- My camera's display is defective.
Hamilelik sırasında alkol içmek doğum kusurlarına neden olabilir.
- Drinking alcohol during pregnancy can cause birth defects.
... and that any programs running in secret have gotten there by leveraging a defect in the ...