deep feeling or emotion

listen to the pronunciation of deep feeling or emotion
Английский Язык - Турецкий язык

Определение deep feeling or emotion в Английский Язык Турецкий язык словарь

soul
{i} ruh

Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür. - A man's body dies, but his soul is immortal.

Lanet olası bir ruh yoktu. - There was not a bloody soul.

soul
ta kendisi
soul
can

O canı gönülden yaptı. - He put all his heart and soul into it.

soul
kişi

Urallara tırmanmak istiyorsan sen cesur bir kişisin. - You're a brave soul if you want to climb the Urals.

Tom çok cesur bir kişidir. - Tom is a very brave soul.

soul
temel direk
soul
zencilere ait
soul
soul
soul
canlılık
soul
simge
soul
kişi/ruh
soul
soul food Güneyli zencilere özgü yemek
soul
{i} timsal
soul
{i} gerçek duygu, içtenlik
soul
{i} (bir şeyin) ta kendisi: He's the
soul
hissiyat
soul
zenci müziğinin uyandırdığı heyecan veya his
soul
{i} kimse

Görünürde kimse yoktu. - There wasn't a soul in sight.

Biz kimseye söylemedik. - We didn't tell a soul.

soul
{i} öz

Bireysel özgürlük, demokrasinin ruhudur. - Individual freedom is the soul of democracy.

Английский Язык - Английский Язык
soul
deep feeling or emotion

    Расстановка переносов

    deep feel·ing or e·mo·tion

    Турецкое произношение

    dip filîng ır îmōşın

    Произношение

    /ˈdēp ˈfēləɴɢ ər əˈmōsʜən/ /ˈdiːp ˈfiːlɪŋ ɜr ɪˈmoʊʃən/
Избранное