Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
- The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
Kaçak ağaç kesimi önemli ölçüde azalmıştır.
- Illegal logging has decreased considerably.
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
Gelirim yüzde on azaldı.
- My income has decreased ten percent.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
Evi temizlemem için geçen zamanı büyük ölçüde azaltmak istiyorum.
- I would like to drastically decrease the amount of time it takes me to clean the house.
O gelenek azalmaktadır.
- That custom is on the decrease.
Şehrin nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.
- The population of the town decreases year by year.
Çocukların da azalması garip değil mi?
- It isn't strange that children decrease, too?
O gelenek azalmaktadır.
- That custom is on the decrease.
Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.
- They should decrease the sugar in these muffins.
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
Borcunu azaltmak için ne yapmalısın?
- What should you do to decrease your debt?
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
İlaç onun acısını azalttı.
- The medicine decreased his pain.
Bu ilaç ağrını azaltacak.
- This medicine will decrease your pain.