Mary ve Tom tren istasyonunda bize el sallamak için geldiler.
- Mary and Tom came to wave us good-bye at the train station.
Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
- I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
Kulak kanalı, kulak zarına ses dalgaları gönderir.
- The ear canal sends sound waves to the eardrum.
Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- It's not going to be easy to decode.
Bu mesajı deşifre etmek için anahtara ihtiyacım var.
- I need the key to decode this message.
Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- It's not going to be easy to decode.
Mary ve Tom tren istasyonunda bize el sallamak için geldiler.
- Mary and Tom came to wave us good-bye at the train station.
Şifreyi çözmek kolay olmayacak.
- It's not going to be easy to decode.
The cryptographer decoded the secret message and sent the result to the officer.