Biz müzakereler için sahne ayarlamak zorundayız.
- We have to set the scene for negotiations.
Yatmaya gitmeden önce çalar saati ayarlamak zorundasın.
- You've got to set the alarm clock before you go to bed.
Güneş batmak üzereydi.
- The sun was about to set.
Güneş batmak üzeredir.
- The sun is about to set.
Tom ve Mary, güneşin okyanus üzerinde batışını izledi.
- Tom and Mary watched the sun set over the ocean.
Güneşin dağların ardında batışını izledik.
- We watched the sun setting behind the mountains.
Bu durum sadece savaşla halledilebilirdi.
- The situation could only be settled by war.