Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
- He explained later how he made this decision.
Bu karar onun gelecekteki mesleğini belirtecektir..
- This decision will reflect on his future career.
Bazen çabuk karar almak önemlidir.
- Sometimes it is important to take a decision quickly.
Bir karar almak zorundayız.
- We have to make a decision.
Yargıçlar bir karar verdiler.
- The judges made a decision.
Birçok kişi yargıcın kararı ile aynı fikirde değildi.
- Many people disagreed with the judge's decision.
Hem baban hem de ben senin kararın sonuçlarını anlıyoruz.
- Both your father and I understand the consequences of your decision.
Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor.
- Maria is always making hasty decisions, forgetting about the consequences.
Öğrenciler hükümetin kararına karşı protesto yapıyorlar.
- Students have been protesting against the government's decision.
Hükümetin kararı üzerine büyüyen öfke var.
- There's growing anger over the government's decision.
It's a tough decision, but I'll take vanilla.
He has won twice by knockout, once by decision.
... that could be mined to help us make better decisions about ...
... decisions to save money monument was there million opportunities in life ...