Kararı öğretmenimize bırakalım.
- Let's leave the decision to our teacher.
Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
- He explained later how he made this decision.
Bir karar almak zorundayız.
- We have to make a decision.
Karar almakta zorlanıyorum.
- I have trouble making decisions.
Yargıçlar bir karar verdiler.
- The judges made a decision.
Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım.
- I try not to judge my friends' decisions.
Bu kararın önemli sonuçları vardı.
- This decision had important results.
Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır.
- That decision will have wide and serious consequences.
Öğrenciler hükümetin kararına karşı protesto yapıyorlar.
- Students have been protesting against the government's decision.
Japon hükümeti önemli bir karar verdi.
- The Japanese government made an important decision.
It's a tough decision, but I'll take vanilla.
He has won twice by knockout, once by decision.
... decisions the 3G auction Charlie Munger won't let anybody take part in open ...
... decisions to save money monument was there million opportunities in life ...