O zaman ben de Muhafazakarım dedi Anne kararlı bir şekilde.
- Then I'm Conservative too, said Anne decidedly.
O, niyetinde oldukça kararlıydı.
- He was quite decided in his determination.
Sanırım o kararlaştırılmış.
- I guess it's decided.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
Sigarayı bırakmaya karar verdi.
- He decided to quit smoking.
Duvarları açık maviye boyamaya karar verdik.
- We've decided to paint the walls light blue.
O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.
- He explained at length what had been decided.
Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
Sigara içmekten kesin olarak vazgeçti.
- He decided to give up smoking once and for all.
Benim tartışmasız tercihim bu seçeneklerden dördüncüsü ve sonuncusudur.
- My decided preference is the fourth and the last of these alternatives.
Her şey pazartesi günü belli olacak.
- Everything will be decided on Monday.
Karar vermek size kalmış.
- It's for you to decide.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
Odadaki atmosfer kesinlikle soğuktu.
- The atmosphere in the room was decidedly frosty.
Tom Boston'da çalışmaya devam edip etmeyeceği konusunda karar vermeliydi.
- Tom needed to decide whether he would continue working in Boston.
Oh, ben henüz ne yapacağıma karar vermedim.
- Oh, I haven't decided what I'm going to do yet.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
- I decided to be happy because it's good for my health.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
- Mary decided never to see him any more.
O zaman ben de Muhafazakarım dedi Anne kararlı bir şekilde.
- Then I'm Conservative too, said Anne decidedly.
I have decided that it is healthier to walk to work.
Her last-minute goal decided the game.
He replied No. firmly and decidedly, ending the debate.
... We decided it would be good to get involved. ...
... The big news that you've decided to stay here in the ...