Çok ihanete uğramış hissediyorum.
- I feel very betrayed.
Kendimi ihanete uğramış hissediyorum ama yine de onu seviyorum.
- I feel betrayed, but I still like her.
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
Tom Mary'nin güvenine ihanet etti.
- Tom betrayed Mary's trust.