Dan kedinin kötü biçimde çürümüş cesedini dikkatle kaldırdı.
- Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat.
Ben çürük dişimi çektirdim.
- I got my decayed tooth pulled out.
Dişçi çürük dişimi zorla çekti.
- The dentist pulled out my decayed tooth by force.
Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.
- Salt helps to preserve food from decay.
Buzdolabı yiyeceği çürümekten korur.
- The refrigerator preserves food from decay.
Dişçi çürük dişimi zorla çekti.
- The dentist pulled out my decayed tooth by force.
Diş hekimi onun çürük dişini çekti.
- The dentist pulled out his decayed tooth.
Türbenin çürümesi kısmen asit yağmuru nedeniyledir.
- The decay of the shrine is due, in part, to acid rain.
Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.
- Salt helps to preserve food from decay.
Et sıcak havalarda çabuk bozulur.
- Meat decays quickly in warm weather.
Yiyecek sıcak havada çabuk bozulur.
- Food decays quickly in hot weather.
Et sıcak havalarda hızla çürür.
- Meat decays quickly in warm weather.
Tuz yiyeceği çürümekten korumak için yardımcı olur.
- Salt helps to preserve food from decay.
The decayed remains of the pilot's shirt showed where the plane had been shot down.
... insurance companies. And over time, if traditional Medicare has decayed or fallen apart, then ...
... And thanks to the decayed remains of ancient ferns, ...