Fransız Devrimi en tartışmalı tarihi olaylardan biridir.
- The French Revolution is one of the most debated historical events.
Büyük bir tartışma değildi.
- It wasn't much of a debate.
Tartışmada onu tamamen yendim.
- I beat him completely in the debate.
En ilişkili konuları tartışmak için zaman geldi.
- The time has come to debate the most relevant matters.
Tartışmak için zamanımız yok.
- We don't have time to debate.
Müzakere ne zaman gerçekleşecek?
- When will the debate take place?
Başkanlık münazarasını izledin mi?
- Did you watch the presidential debate?
Tom lisenin münazara takımına katıldı.
- Tom joined his high school's debate team.
Görüşme bu gece olacak.
- The debate will happen tonight.
Bu görüşmenin saçma seviyesine yaklaştığını düşünüyorum.
- I think this debate is getting close to the level of the absurd.
Sorunu onunla tartışırdım.
- I used to debate the problem with her.
Bu sorun birçok ekonomist tarafından tartışılmıştır.
- This problem has been debated by many economists.
O, tartışmada uyuyor gibi yaptı.
- She pretended to be asleep during the debate.
Büyük bir tartışma değildi.
- It wasn't much of a debate.
There has been considerable debate concerning exactly how to format these articles.
Well knew they both his person, sith of late / With him in bloudie armes they rashly did debate.
There was a bit of a debate over who should pay for the damaged fence.
... accident? Are there deep reasons? These are matters that are extensively debated. ...
... But what is not debated is that the Industrial ...