İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Teslim olmak zorundaysam, ölmeyi tercih ederim.
- If I had to surrender, I'd rather choose death.
Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve to death than steal.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
O, babasının ölümünden sonra ailesi için baş vurulacak tek kişiydi.
- He was the only recourse for his family after his father's death.
Babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu o aldı.
- He took charge of the firm after his father's death.
Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
- The war brought about death and destruction in the city.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.
Ölümün neye benzediği hakkında bir fikrim yok.
- I have no idea what death is like.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Her novels are filled with unforgettable characters and deathless prose.
When death walked in, a chill spread through the room.
The death of my grandmother saddened the whole family.