Lütfen sınıfta koşmayın.
- Please don't run in the classroom.
O her sabah koşmaya gider.
- She goes running every morning.
Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
- He stopped smoking and started running.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
O, karaborsadan tütün satın alır.
- He buys the tobacco at the black market.
Onları karaborsadan mı aldın?
- Did you buy them on the black market?
Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
- Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymak istiyor.
- Tom wants to run for class president.
O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.
- He wants to run for President.