Merhumu uzun süredir tanırdım.
- I knew the deceased for a long time.
O her düğünde bir koca ve her cenazede merhum olmak istiyor.
- He wants to be a husband at every wedding, and the deceased at every funeral.
Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.
- A monument has been erected to the memory of the deceased.
Dizlerinin üzerine çöktü ve ölenlerin ruhları için dua etti.
- He got down on his knees and prayed for the souls of the deceased.
İmparator ölülerin ruhları için dua etti.
- The Emperor prayed for the souls of the deceased.
Fadıl evinde ölü bulundu.
- Fadil was found deceased in his apartment.
Sami yerde ölmüş bulundu.
- Sami was found deceased on the floor.
Rahmetlinin adını bilen var mı?
- Does anyone know the name of the deceased?
Sık sık rahmetli annemi düşünüyorum.
- I often think about my deceased mother.