değillerdi

listen to the pronunciation of değillerdi
Турецкий язык - Английский Язык

Определение değillerdi в Турецкий язык Английский Язык словарь

değil
not

I like to play sport for fun not for competition. - Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.

John is not as old as Bill; he is much younger. - John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.

değil
no
değil
ain't

Two out of three ain't bad. - Üçünde ikisi kötü değil.

If it ain't broke, don't fix it. - Bozuk değilse tamir etme.

değil
un-
değil
aint
değil
isn
değil
not in
değil
nto
değil
am not

I am not the captain of the new team. - Ben yeni takımın kaptanı değilim.

To tell the truth, I am not your father. - Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.

değil
a let alone: Süt değil a, su bile yok. - There is no water, let alone milk
değil
No, ...: "Ev güzel miydi?" "Değil." "Was the house beautiful?" "No, it wasn't." "Burada mı?" "Değil." "Is he here?" "No, he isn't."
değil
not a

Life is not an exact science, it is an art. - Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.

You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence. - Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.

değil
un
değil
(initially or in anticipation of a verb) not only, let alone: Değil laleler, leylaklar bile açtı. Not only the tulips but even the lilacs have bloomed
değil
not: Mutlu değil. She is not happy
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение değillerdi в Турецкий язык Турецкий язык словарь

değil
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime: "Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu."- T. Buğra
değillerdi
Избранное