Hope is not a strategy.
- Ummak bir strateji değildir.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
I ain't worried about what he might say.
- Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.
The trouble with the world isn't that people know too little, but they know so many things that ain't so.
- Dünya ile ilgili sorun insanların çok az bilmesi değil fakat öyle olmayan çok şey bilmeleridir.
I am not gay, but my boyfriend is.
- Ben eşcinsel değilim, ama benim erkek arkadaşım eşcinsel.
I am not tired. Neither am I.
- Yorgun değilim. Ben de.
Life is not an exact science, it is an art.
- Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.