John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
I like to play sport for fun not for competition.
- Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
I ain't worried about what he might say.
- Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.
If it ain't broke, don't fix it.
- Bozuk değilse tamir etme.
I am not tired. Neither am I.
- Yorgun değilim. Ben de.
I am nothing but a poor peasant.
- Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
YouTube is not a good website.
- YouTube iyi bir web sitesi değildir.
You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
- Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.