Tom gave a different answer.
- Tom değişik bir cevap verdi.
We come from different countries.
- Değişik ülkelerden geliyoruz.
The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
- Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
Tom has varied tastes.
- Tom'un değişik damak zevkleri var.
The word has several meanings.
- Kelimenin değişik anlamları vardır.
Be original for a change.
- Değişiklik olsun diye özgün ol.
This is a refreshing change of pace.
- Bu ferahlatıcı bir değişiklik.
There are various kinds of candy in that bowl.
- O kasede değişik türde şekerleme var.
The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
- Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.
- Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir.
The Thirteenth Amendment freed all Negro slaves.
- On üçüncü yasa değişikliği tüm zenci köleleri serbest bıraktı.