This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
- Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
This story is based on facts.
- Bu hikaye gerçeklere dayanmaktadır.
His conclusion is based on these facts.
- Onun sonucu bu gerçeklere dayanmaktadır.
The refugees endured the 18-hour walk across the desert.
- Mülteciler çölde 18 saatlik yürüyüşe dayandılar.
This bridge will not endure long.
- Bu köprü uzun süre dayanamaz.
There are various ways of enduring the pain.
- Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.
Hold fast to this tree.
- Bu ağaca sıkı dayanın.
My house is designed to withstand an earthquake.
- Evim depreme dayanacak şekilde tasarlanmıştır.