dayanılabilir

listen to the pronunciation of dayanılabilir
Турецкий язык - Английский Язык
tolerable

All sorrows should be tolerable, even if they are great. - Büyük olsalar bile, bütün acılar dayanılabilir olmalı.

endurable
supportable
sufferable
bearable
endure
dayan
hang on
dayan
keep it up
dayan
{f} base

His conclusion is based on these facts. - Onun sonucu bu gerçeklere dayanmaktadır.

Comedians base their jokes on tragic situations like violent death or serious accidents. - Komedyenler şakalarını şiddetli ölüm ya da ciddi kazalar gibi trajik durumlara dayandırırlar.

dayan
{f} abutting
dayan
endure

Can she endure a long trip? - O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?

The refugees endured the 18-hour walk across the desert. - Mülteciler çölde 18 saatlik yürüyüşe dayandılar.

dayan
hinge upon
dayan
base on
dayan
hinge on
dayan
{f} enduring

There are various ways of enduring the pain. - Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.

dayan
base upon
dayan
held fast
dayan
hold fast

Hold fast to this tree. - Bu ağaca sıkı dayanın.

dayan
rest on
dayan
bear up
dayan
withstood
dayan
withstand

My house is designed to withstand an earthquake. - Evim depreme dayanacak şekilde tasarlanmıştır.

Английский Язык - Английский Язык

Определение dayanılabilir в Английский Язык Английский Язык словарь

Dayan
{i} family name; Moshe Dayan (1915-1981), fourth General Chief of Staff of the Israeli military, former member of the Knesset, one of the founders of former political parties, former Defense Minister and Foreign Minister
dayan
Israeli general and statesman (1915-1981)
dayan
{i} title of a judge of a Jewish religious court
dayanılabilir
Избранное