Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
Bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmaz.
- He does nothing but watch TV all day long.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- He has been working all day long.
Dün bütün gün boyunca yataktaydım.
- I was in bed all day long yesterday.
He is direct, honest as the day is long, hard-working and a good lad to have around..
... doing three shows a night, all day long going to radio ...
... all day long ...