davaları

listen to the pronunciation of davaları
Турецкий язык - Английский Язык

Определение davaları в Турецкий язык Английский Язык словарь

dava
lawsuit

The lawsuit remains undecided. - Dava karar verilmeden kalır.

With the money Jack won from his lawsuit, he should be able to live on easy street. - Jack davasından kazandığı parayla refah içinde yaşayabilmeli.

dava
claim
dava
process
dava
{i} trial

Tom's trial resumes Monday. - Tom'un davası Pazartesi günü devam ediyor.

Who is the plaintiff in this trial? - Bu duruşmada davacı kim?

dava
cause

Soon the movement was no longer growing. Many people became discouraged and left the cause. - Yakında hareket artmıyordu. Birçok kişinin cesareti kırıldı ve davadan ayrıldı.

He contributed nothing to the cause. - O, davaya hiçbir katkıda bulunmadı.

dava
prosecution
dava
plea

The defendant will please rise. - Davalı lütfen ayağa kalkın.

dava
instance
dava
litigate

There's nothing worse for children than litigated custody. - Çocuklar için velayet davasından daha kötü bir şey yoktur.

dava
(Kanun,Politika, Siyaset) proceedings
dava
(Kanun) lis
dava
(Kanun) clamor
dava
(Ticaret) courtcase
dava
(Ticaret) accusation
dava
(Ticaret) tare
dava
(Kanun) proceeding

At the meeting he monopolized the discussion and completely disrupted the proceeding. - Toplantıda o, tartışmayı tekeline aldı ve davayı tamamen bozdu.

dava
(Kanun) dispute
dava
suit

Sami launched a suit against Layla. - Sami, Leyla'ya karşı dava açtı.

She filed a suit for divorce against him. - Ona karşı bir boşanma davası açtı.

dava
pleading
dava
litigation

Other factors of importance, which make litigation of large corporations more difficult, are the size and complexity of their activities. - Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.

dava
plaint

The judge decided against the plaintiff. - Hakim davacı aleyhine karar verdi.

Who is the plaintiff in this trial? - Bu duruşmada davacı kim?

dava
case

A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way. - Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.

He brought out the truth of the murder case. - O, cinayet davası ilgili gerçeği ortaya çıkardı.

dava
court cases
dava
law trial
dava
case; trial
dava
1.suit, lawsuit, action
dava
proposition, thesis
dava
question, matter
dava
cause, purpose or movement which is given militant support
dava
law

Lawyers make mega bucks when they win cases. - Avukatlar davaları kazandıklarında çok miktarda dolar kazanırlar.

The lawyer decided to appeal the case. - Avukat davaya başvurmaya karar verdi.

dava
claim, assertion, allegation, point at issue
dava
slang sweetheart, love. (aleyhine)
dava
action

The actions she took were too careless, and she was left defenseless. - Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı.

dava
(Matematik) theorem
dava
(Hukuk) action, proceedings, case, prosection
dava
(Matematik) problem
dava
suit, lawsuit, action, process; trial; claim, assertion; thesis; problem, question, matter
evlilik davaları
(Kanun) matrimonial causes
hazine davaları
(Politika, Siyaset) crown proceedings
patent davaları
patent suits
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение davaları в Турецкий язык Турецкий язык словарь

dava
sav
Dava
(Osmanlı Dönemi) DÂİYE
Dava
aranç
Dâva
(Osmanlı Dönemi) NIHLE
dava
Sorun
dava
Sorun: "O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz."- Y. K. Beyatlı. Ülkü: "Ankara'nın bırakılışını Türkiye'nin ve davanın bırakılışı sayanlar vardı."- T. Buğra
dava
Ülkü
dava
Hukuki korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma. İleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav: "Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir."- H. C. Yalçın
dava
Sevgili
dava
İleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav
dava
çözümlenmesi gerekli olan konu
dava
Hukukî korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma
dâvâ
(Osmanlı Dönemi) tâkip edilen fikir, iddia
Английский Язык - Турецкий язык

Определение davaları в Английский Язык Турецкий язык словарь

dava
trial
davaları
Избранное