We danced to the music for hours until we were all exhausted.
- Hepimiz tükenene kadar saatlerce müzik eşliğinde dans ettik.
Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
- Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
She felt like dancing.
- Onun canı dansetmek istedi.