Üç çeşit yalan vardır: yalanlar, lanetli yalanlar ve istatistikler.
- There are three kinds of lies: lies, damned lies and statistics
Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!
- Damn it, Tom. I said no!
Ben sizin için herhangi bir lanet şeyi yapardım.
- I'd do any damn thing for you.
Lanet olsun,Tom. Hayır dedim!
- Damn it, Tom. I said no!
Lanet olsun! Şifremi unuttum!
- Damn it! I forgot my password!
Kahrolası, her zaman iyi bir şansın var.
- Damn you, you always have good luck!
Kahretsin! Beni yine kaçırdı.
- Damn it! He's escaped me again.
Sadece onu yap, Allah kahretsin.
- Just do it, god damn it.
Ben o lanet cümleden kurtulamıyorum!
- I can't get rid of that damned sentence!
Lanet, iyi görünüyorsun!
- Damned, you look good!
Lanet olsun! Pirinç almayı unuttum.
- Damn! I forgot to buy rice.
Lanet olsun, ben yine treni kaçırdım!
- Damn, I missed the train again!
Lanet, uyuyamıyorum çünkü o lanet baykuşlar çok yüksek sesle ötüyorlar.
- Fuck, I cannot sleep because those damned owls are hooting so loudly.
The official position is that anyone who does this will be damned for all eternity.
That car was going damn fast!.
I don’t give a damn.
I’m afraid that if I speak out on this, I’ll be damned as a troublemaker.
That man stole my wallet. Damn him!.
The new hires aren't worth a damn.
His damned cards are scattered!.
What's so damned important about a football game?.