The grooms tend to the horses.
- Damatlar atlara meyillidir.
The bride and groom kissed when the ceremony ended.
- Gelin damat tören bitince öpüştüler.
The groom left the bride standing at the altar.
- Damat gelini sunakta dururken bıraktı.
Matthew is soon to be married; he will make a very handsome bridegroom.
- Matthew yakında evlenecek; o çok yakışıklı bir damat olacak.
Is Tom a good son-in-law?
- Tom iyi bir damat mı?
Your son-in-law gave it to him, for he needed it badly.
- Senin damat onu ona verdi, zira onun ona çok ihtiyacı vardı.