Is there any dipping sauce for this grilled meat?
- Bu ızgara et için bir daldırma sos var mı?
I dipped my finger into the honey.
- Parmağımı bala daldırdım.
Is there any dipping sauce for this grilled meat?
- Bu ızgara et için bir daldırma sos var mı?
Tom cut some branches off the apple tree.
- Tom elma ağacından bazı dallar kesti.
The lamp was suspended from the branch of a tree.
- Lamba bir ağacın dalından askıya alındı .
I want to dive into the river.
- Nehre dalmak istiyorum.
Tom is a dive master.
- Tom bir dalış ustasıdır.
He cut a twig from the tree with his knife.
- O bıçak ile ağaçtan ince bir dal kesti.
He tied the twigs into bundles.
- O demetlerin içine ince dallar bağladı.
Why don't we duck back inside?
- Niçin içeri dalmıyoruz?
Bill dived into the river to save the drowning child.
- Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.
When was the last time you dived?
- En son ne zaman dalış yaptın?
Why don't we duck back inside?
- Niçin içeri dalmıyoruz?
Tom fell back to sleep.
- Tom tekrar uykuya daldı.
I get a kick from diving.
- Ben dalmaktan heyecan duyuyorum.
Tom enjoys skydiving and scuba diving.
- Tom gökyüzü dalışını ve aletli dalışı seviyor.
Mary bought Tom a copy of How to Win Friends and Influence People, by Dale Carnegie.
- Mary Tom'a Dale Carnegie tarafından yazılmış Nasıl dost kazanılır ve insanları nasıl etkilersin'in bir kopyasını satın aldı.
It is about time we bought a new microwave oven.
- Yeni bir mikro dalga fırın almamızın zamanı geldi de geçti.
The baby was sound asleep in her mother's arms.
- Bebek annesinin kucağında uykuya dalmıştı.
I fell asleep with my laptop on.
- Laptopum açıkken uykuya daldım.