We all know what we owe to our country. The tax department lets us know.
- Ülkemize ne borçlu olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Vergi dairesi bize bildirir.
The head of our department is a man named Tom Jackson.
- Bizim dairenin başkanı Tom Jackson adında bir adam.
Tom shared the apartment with Mary and three other friends.
- Tom, Mary ve diğer üç arkadaşı ile daireyi paylaştı.
It isn't a real apartment.
- O, gerçek bir daire değildir.
I'd like to buy everyone a round.
- Herkese bir daire almak istiyorum.
There are three rooms in the apartment?
- Dairede üç oda var mı?
I want to rent an apartment with two rooms.
- İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
We sat around the fire in a circle.
- Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.
I drew a circle with compasses.
- Pergelle bir daire çizdim.
Sami discovered Layla's body in her apartment.
- Sami, Leyla'nın cesedini Leyla'nın dairesinde buldu.
It was thought the Earth is a flat disc.
- Dünyanın düz bir daire olduğu düşünülüyordu.
The weather bureau says it will rain tonight.
- Metoroloji dairesi bu gece yağmur yağacağını söylüyor.
Red circles on the map mark schools.
- Harita üzerindeki kırmızı daireler okulları gösterir.
Tom lives in a tiny studio.
- Tom küçük bir stüdyo dairede yaşıyor.
Mary placed the chairs in a semicircle.
- Mary sandalyeleri yarım daire şeklinde yerleştirdi.
The teacher asked the students to draw their desks together into a semicircle.
- Öğretmen öğrencilerin hep birlikte masalarını yarım daire şeklinde düzenlemelerini istedi.