dahi̇l

listen to the pronunciation of dahi̇l
Турецкий язык - Английский Язык

Определение dahi̇l в Турецкий язык Английский Язык словарь

dahil
(Hukuk) inclusive
dahil etmemek
exclude
dahil etmemek
(Hukuk) omit
dahil
including

An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources. - Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.

In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday. - Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.

dahil
interior, inside; including, included, inclusive (of), counting
dahil
involvement
dahil
participation
dahil
counting

There are fifteen people here, counting the guests. - Burada misafirler dahil on beş kişi var.

dahil
inclusive of
dahil
not excepting
dahil
included

Is lunch included in this price? - Öğle yemeği bu fiyata dahil midir?

He is included among my friends. - O benim arkadaşlarımın arasında dahildir.

dahil
with the inclusion of
dahil etmek
include
dahil etmek
incorporate
dahil etmek
to include, to count sb/sth in
dahil olmak
be included

Tom doesn't want to be included. - Tom dahil olmak istemiyor.

dahil değil
not included
dahil değil
excluded
dahil edilme
inclusion
dahil edilmek
be included

Tom would've wanted to be included. - Tom dahil edilmek isterdi.

What an honor to be included in your profile photo! - Profil fotoğrafınıza dahil edilmek ne büyük bir onur!

dahil et
(Bilgisayar) include
dahil etme
omit

You've omitted something. - Bir şeyi dahil etmedin.

dahil etme
omitted

You've omitted something. - Bir şeyi dahil etmedin.

dahil etmek
include (something) in
dahil etmek
build in
dahil etmek
insert (something) in
dahil etmek
incorporate in
dahil etmek
embody
dahil etmek
count someone in
dahil etmek
incorporate into
dahil etmek
attach to
dahil etmeme
omission
dahil etmemek
leave out
dahil etmemek
miss out
dahil olan
included
dahil olmak
to be included

Tom doesn't want to be included. - Tom dahil olmak istemiyor.

dahil olmak
get involved

I don't want to get involved in this. - Buna dahil olmak istemiyorum.

Tom is afraid to get involved. - Tom dahil olmaktan korkuyor.

dahil olmak
get involved in

I don't want to get involved in this. - Buna dahil olmak istemiyorum.

dahil olmak
included

Tom doesn't want to be included. - Tom dahil olmak istemiyor.

dahil olmak
(Kanun) include

Tom doesn't want to be included. - Tom dahil olmak istemiyor.

dahil olmak üzere
on condition that
dahil olmuş
entered
dahil etme
inclusion
dahil edilmemek
be excluded
dahil edilmiş
subsumed
dahil edilmiş gruplama
(Askeri) inserted grouping
dahil etmek
count in
dahil etmek
throw in
dahil etmemek
count out
dahil etmeyen
exceptive
dahil etmeyen
exceptor
dahil olmak
be inclusive of
dahil olmak
fall under
dahil olmamak
not to be included
dahil olmamak
not to be involved
dahil olmamış
uninvolved
ben dahil
including me
dahil
incorporated in
dahil
incl

In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday. - Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.

The functions sine and cosine take values between -1 and 1 (-1 and 1 included). - Sinüs ve kosinüs fonksiyonları -1 ve 1 arasında bir değer alır (-1 ve 1 dahil).

kdv dahil
KDV including
biz de dahil
including us
bu regataya kaç tane bot dahil
How many boats are included in this regatta
bu regataya kaç tane yat dahil
How many yachts are included in this regatta
faturanızda uluslararası telefon görüşmeleri dahil edilmiştir
International calls are included in the bill
fiyata kahvaltı dahil mi
Does the price include breakfast
fiyata vergi dahil mi
Does the price include sales tax
hepsi dahil
all included
her şey dahil
All included
her şey dahil fiyat
inclusive terms
her şey dahil fiyat
inclusive price
hesaba servis ücreti dahil mi
Does the bill include the service charge
kahvaltı dahil bir gecelik ne kadar
How much for a night including breakfast
kahvaltı dahil bir oda ne kadar
How much for a room including breakfast
kahvaltı dahil değil
Breakfast is not included
kahvaltı dahil mi
Is breakfast included
komisyon dahil edilmiştir
The commission is included
masraflar dahil fiyat
inclusive terms
masraflar dahil fiyat
inclusive price
oda ve kahvaltı dahil konaklama
half pension
oda ve yemekler dahil konaklama
full pension
pazar ve tatiller dahil
(Ticaret) sundays and holidays included
sendikaya dahil olmayan
non union
servis dahil değil
Service is not included
servis ücreti dahil değil
Service charge is not included
servis ücreti dahil mi
Is the service charge included
yemek dahil mi
Are any meals included
ücrete kilometre dahil mi
Does the price include mileage
ücrete sigorta dahil mi
Does the price include insurance
ünite halinde kuruluşa dahil teşkilat malzemenin önceden yerleştirilmesi
(Askeri) pre-positioning of materiel configured to unit sets
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Hayrette kalan kimse
(Osmanlı Dönemi) İçeri. İç. İçinde. İçeri girmi
DAHÎL
(Osmanlı Dönemi) Yabancı, sığınan, sığınmış. Muhacir
DAHÎL
(Osmanlı Dönemi) Birisinin içyüzü, niyet ve mezhebi. Dâhil ve içerde. Birisinin bütün gizli ve sırlı işlerine vâkıf olan dost ve hemdemi
DAHÎL
(Osmanlı Dönemi) Edb: Başka bir dilden olup, sonradan diğer bir dile geçen kelime
DAHÎL
(Osmanlı Dönemi) Evvelâ alâkasız olup sonradan bir cemaate dâhil olan
DAHÎL
(Osmanlı Dönemi) Tıb: Vücud âzalarında birbirine girmiş ve sokulmuş olan mafsallar
dahil
Bir işe karışmış olma, karışma
dahil etmek
İçine almak, katmak
dâhil olmak
Katılmak, girmek veya içinde olmak
bir şeye dâhil olmak
Katılmak, girmek veya içinde olmak
dahi̇l
Избранное