Shall we take this outside?
- Bunu dışarı götürelim mi?
Could we have a table outside?
- Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
The outside of the house was very run down.
- Evin dışarısı çok köhneydi.
Sami would never go outside of his house.
- Sami asla evinden dışarı çıkmazdı.
He rushed out of the office.
- O ofisten dışarı fırladı.
Be sure to turn off the gas before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.
The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors.
- Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.
A young person is waiting for you outside.
- Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.
A person named Jones came while you were out.
- Sen dışarıdayken Jones adında bir kişi geldi.
Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
- Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
I was obliged to go out yesterday.
- Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
It's hard to throw things out.
- Eşyaları dışarı atmak zordur.
Sami wanted to kick Layla out.
- Sami, Leyla'yı dışarı atmak istedi.
Tom opened the door to let his dog out.
- Tom, köpeğini dışarı çıkarmak için kapıyı açtı.
Tom wants to take Mary out tomorrow night.
- Tom yarın gece Mary'yi dışarı çıkarmak istiyor.