He has dozens of English books.
- Onun düzinelerce İngilizce kitapları var.
Dozens of cars are parked in the car park.
- Otoparkta düzinelerce araba park etmişti.
She bought two dozen eggs.
- O, iki düzine yumurta satın aldı.
I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.