It's nice to drive on a smooth road.
- Düzgün bir yolda sürmek güzel.
Her smooth entry into the ranks of the royal family will help to dispel these fears.
- Onun kraliyet ailesinin saflarına düzgün girişi bu korkuların giderilmesine yardımcı olacaktır.
I'd like to set things straight.
- Ben düzgün şeyler ayarlamak istiyorum.
Can you shoot straight?
- Düzgün ateş edebilir misin?
Tom doesn't know how to treat his employees properly.
- Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
Tom is presentable, isn't he?
- Tom düzgün görünüşlü, değil mi?
Do I look presentable?
- Düzgün görünüşlü görünüyor muyum?
My ideal woman is shapely, intelligent and a polyglot.
- Benim ideal kadınım, düzgün, akıllı ve çok dillidir.
I can't think straight right now.
- Şu anda düzgün düşünemiyorum.
I can do the job right!
- Ben işi düzgün yapabilirim!
At the bus stop, people waited in orderly lines, but as soon as the bus pulled up, the line broke up.
- Otobüs durağında,insanlar düzgün bir şekilde sırada beklediler.Filhakika otobüs durur durmaz sıra bozuldu.
It is rather sad to see people who can't even use their mother tongue correctly.
- Kendi anadilini bile doğru düzgün kullanamayan insanları görmek çok üzücü.
Mary neatly folded her clothes and placed them in her dresser drawers.
- Mary elbiselerini düzgünce katladı ve onları şifoniyer çekmecelerine yerleştirdi.
Tom is always very neatly dressed.
- Tom her zaman çok düzgün giyimlidir.
Tom knew how to properly dispose of motor oil and never dumped it down the storm drain.
- Tom motor yağını nasıl düzgün bir şekilde atacağını ve asla rögara atmadığını biliyordu.
Tom doesn't know how to treat his employees properly.
- Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
Do I look presentable?
- Düzgün görünüşlü görünüyor muyum?
Tom is presentable, isn't he?
- Tom düzgün görünüşlü, değil mi?
You're not curvy. You're fat.
- Sen düzgün vücutlu değilsin. Sen şişmansın.
You're not fat. You're curvy.
- Sen şişman değilsin. Sen düzgün vücutlusun.