We use computers to solve problems and to put information in order.
- Biz sorunları çözmek ve bilgiyi düzenlemek için bilgisayarlar kullanırız.
She put her room in order.
- O, odasını düzenledi.
How often do you edit your profile?
- Ne sıklıkta profil düzenlersin?
Click here to edit the sentence.
- Cümleyi düzenlemek için buraya tıklayın.
I am not going out because I have to tidy my room.
- Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
- Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
Tom hangs his clothes, then arranges them by color.
- Tom elbiselerini asar, sonra onları rengine göre düzenler.
Hong Kong is the least regulated economy in Asia.
- Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.
The Angkar regulated every moment of our lives.
- Yaşamımızın her anını düzenleyen Angkar'dı.
The President needs to sign a law regulating public spending.
- Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.
Their house is organized according to Feng Shui.
- Evleri Feng Shui'ye göre düzenlendi.
Who organized that meeting?
- O toplantıyı kim düzenledi?
He organized a summer rock festival.
- O, bir yaz rock festivali düzenledi.
I think it's time for me to organize a party.
- Sanırım bir parti düzenlememin zamanıdır.
She spends more time organizing than I.
- O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.
I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
Tom scheduled a last-minute meeting.
- Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.
I arranged catering for tomorrow's party.
- Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
The two stamp collectors arranged a trade.
- İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.