düzenledi

listen to the pronunciation of düzenledi
Турецкий язык - Английский Язык
staged

Our army staged a night raid against the enemy. - Bizim ordu düşmana karşı bir gece baskını düzenledi.

Intended for the stage as in a theater

The staged performance was good, but I liked the book better.

Planned, prepared

The conman staged the car accident so he could collect the insurance money/.

Simple past tense and past participle of stage
written for or performed on the stage; "a staged version of the novel"
deliberately arranged for effect; "one of those artfully staged photographs"
written for or performed on the stage; "a staged version of the novel
past of stage
düzenle
{f} order

Tom called the meeting to order. - Tom talimat vermek için toplantı düzenledi.

He put his room in order. - O, odasını düzenledi.

düzenle
timetable
düzenle
{f} sort out
düzenle
(Bilgisayar) edit

Click here to edit the sentence. - Cümleyi düzenlemek için buraya tıklayın.

How often do you edit your profile? - Ne sıklıkta profil düzenlersin?

düzenle
(Bilgisayar) edit ratings
düzenle
(Bilgisayar) edit in
düzenle
(Bilgisayar) compact
düzenle
{f} tidy

I am not going out because I have to tidy my room. - Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.

düzenle
{f} scheduling
düzenle
arrange

The two stamp collectors arranged a trade. - İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.

Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement. - Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.

düzenle
{f} landscaping
düzenle
{f} regularized
düzenle
regulate

The Angkar regulated every moment of our lives. - Yaşamımızın her anını düzenleyen Angkar'dı.

Hong Kong is the least regulated economy in Asia. - Hong Kong Asya'daki en az düzenlenmiş ekonomidir.

düzenle
{f} regulating

The President needs to sign a law regulating public spending. - Başkanın kamu harcamalarını düzenleyen bir yasayı imzalanması gerekiyor.

düzenle
{f} organized

He organized a summer rock festival. - O, bir yaz rock festivali düzenledi.

We organized a project team. - Biz bir proje ekibi düzenledik.

düzenle
regularize
düzenle
organize

I think it's time for me to organize a party. - Sanırım bir parti düzenlememin zamanıdır.

She tried to persuade him to organize a boycott. - O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.

düzenle
tidy up
düzenle
clear up
düzenle
{f} coordinate
düzenle
{f} organizing

She spends more time organizing than I. - O, düzenlemede benden daha fazla zaman harcar.

düzenle
{f} submitted
düzenle
{f} coordinating
düzenle
clear#up
düzenle
{f} schedule

I have to organize my schedule before the end of the month. - Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.

Tom scheduled a last-minute meeting. - Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.

düzenle
space out
düzenle
coordinated
düzenle
spaceout
düzenle
rhythm
düzenle
redd
düzenle
arranged

They arranged a meeting. - Onlar bir toplantı düzenlediler.

The two stamp collectors arranged a trade. - İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.

düzenledi
Избранное